Ayten, yaşlı ve hasta annesine bakmak için Kosova'dan getirdiği Lena'nın, evinde geçirdiği bir kazadan sonra ağır bir tazminat davasıyla karşı karşıya kalır. Lena'nın sakatlığı, Ayten'in maddi imkanlarını zorlar ve hukuki süreçte onu tüketir. Yardım için başvurduğu komşusu Sevim, olayı duyduğunda kendi çıkarları için kullanma fırsatı görür. Kızı Demet'in işsizliğinden de faydalanarak, Sevim Ayten'i Lena'ya daha az para ödemeye ikna etmeye çalışır; karşılığında ise, hem Lena'nın hukuki takibinden vazgeçmesini, hem de Demet'in bakıcılık işini devralmasını sağlar. Bu durum, Sevim'i; kızının geleceğiyle, kendi sınıfsal kaygıları ve Ayten'in acımasızlığı arasında sıkışıp kalan, vicdani bir bunalımın içine iter. Sevim, Lena'ya karşı beslediği sempatiyle, Ayten'in soğukkanlılığını ve fırsatçılığını dengelemeye çalışırken, kendini karmaşık bir ahlaki çıkmazın içinde bulur.