Frankfurt'taki Amerikan Konsolosluğu'nun soğuk mermer zeminlerinde, eski Özel Kuvvetler askeri Sara, oğlu Leo'nun kayboluşuyla yüzleşir. Birkaç saniyelik dikkat dağıtıcı bir an, onu dünyanın en kötü kabusuna sürükler; küçük Leo, annesinin gözleri önünden buz gibi bir yok oluş yaşar. Konsolosluk görevlilerinin, Leo'nun binaya hiç girmediğini iddia etmesi, Sara'nın zaten yıkılmış dünyasını daha da altüst eder. Artık acımasız bir zaman yarışına giren Sara, oğlunun izini sürmek için konsolosluğun gizli koridorlarında, yalanlarla örülü karmaşık bir labirentte ilerlemek zorundadır. Her köşe başında gizlenen tehlikelerle, görevlilerin şüpheli bakışlarıyla ve anlaşılmaz kısıtlamalarla boğuşur. Başlangıçta kayıp bir çocuk vakası gibi görünen olay, her geçen saniye daha derin ve karanlık bir komplonun parçası olarak ortaya çıkar. Sara, konsolosluk çalışanlarının ikiyüzlülüğünün ve sakladıkları sırların derinliklerine inerken, kendisini yüksek mertebeden yetkililerin, politik oyunların ve tehlikeli sırların ortasında bulur. Oğlu Leo’nun kaybolmasının altında yatan gerçek, uluslararası bir entrikanın parçasıdır ve Sara, gerçeği ortaya çıkarmak için geçmişinin vahşiliğine ve becerilerine geri dönmek zorunda kalır. Oğlunu kurtarmak için verdiği mücadele, aynı zamanda kendi hayatını da tehlikeye atmaktadır.